AKUPUNKTUR İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
Hastanın bedenine ve kulak kepçesine akupunktur iğneleri taktıktan sonra, takılı iğnelerle 20 dakika bekler. Buna akupunktur seansı diyoruz. Tedavinin faydalı olabilmesi için 10 ile 15 seans akupunktur uyguluyoruz. Buna da kür diyor. Bazı kronikleşmiş hastalıkları (romatizma veya migren baş ağrısı gibi) tedavi etmek için bir kür yetmeyebilir. Bu durumda 6 ay yada 1 sene sonra 10 ile 15 seanslık kür tekrarlanabilir.
Bir seans ortalama 20 dakika sürer. Bazı durumlarda 40-60 dakika kadar uzayabilir. Seans sıklığı, hastalığa göre her gün veya haftada 2-3 seans olmak üzere uygulanır.
Bazı hastalıklarda 15 seanslık tedavi sonrası her sene birkaç seans uygulamak gerekebilir (örneğin alerjik astım ve alerjik rinit (polene karşı alerjilerde), çiçekler açmadan-polen oluşmadan, kış aylarında -aralık, ocak, şubat aylarında tedavi önerilir.
Pek çok kişi bu durumu merak eder. İğneler son derece ince olduğundan batırırken yok denecek kadar az ağrı hissedilir. Genellikle hastaların çoğu, onca endişeye rağmen iğneleri çok az hissettikleri için şaşırırlar. Tedavi bitiğinde akupunktur iğneleri çıkarınca hastaların çoğu hiç bir şey hissetmezler.
Akupunktur bir çok hastalığa iyi gelmektedir. Başta şişmanlık, sigara bağımlılığı, boyun fıtığı, bel fıtığı, siyatik, migren, fasiyal paralizi-yüz felci, trigeminal nevralji, sinüzit, alerjik rinit-saman nezlesi, mide ve bağırsak şikayetlerini tedavi etmektedir.
Hayır. Çünkü dışardan herhangi bir ilaç veya kimyasal madde verilmez. Akupunktur vücutta ki bulunan ilaçları ve hormonları harekete geçirerek hastalıkları tedavi etmektedir.
Evet. Fakat çocuklarda iğne yerine lazer akupunkturu veya elektro akupunktur yöntemi uygulanır.
Etkisi psikolojik mi? Daha teknik bir deyimle placebo'dan mı ibadet? Akupunktur’un etkileri laboratuar ortamında kanıtlanmıştır. Ayrıca küçük çocuklarda ve veterinerler tarafından hayvanlara uygulanan akupunktur tedavisinde iyi sonuçlar alınmıştır ki bu hasta gruplarında bir psikolojik etkisi olması söz konusu değildir.
Akupunktur diyet yapmayı kolaylaştırır. Akupunkturun sayesinde diyet yapanın iradesi güçlenir. Akupunktur hipotalamusta ki iştah merkezin çalışmasını inhibe eder (durdurur) ve böylece diyet yapan az yemekle doymaya başlar. Akupunkturun sinir sisteminin üzerinde etkisi olduğu için hasta diyet sırasında sinirli olmaz, halsizlik ve baş ağrıları olmaz. Mide asit salgısını azalttığı için hastanın mide kazıntıları olmaz. Akupunktur bağırsakları çalıştırdığı için hasta diyet sırasında kabızlık çekmez. Böylece hasta zorlanmadan ve pes etmeden istediği kiloya ulaşır. Akupunkturun sayesinde hasta istediği bölgeden-sorunlu olan bölgeden kilo verir (basenleri geniş olan basenden verir,gövdesi kalın olan gövdeden kilo verir).
Akupunkturla zayıflayanlarda eğer sağlıklı beslenmeye dayalı diyet listesi verilirse kilo kaybı yağ kütlesinden olur (kas dokudan değil). Bunun kanıtı da var. Özel bir tartı ile vücut analizi yapılmakta, vücudun yağ oranı, kas ve su oranları ölçülür. İlk tedaviye başladığında vücudun yağ oranına, kas ve su oranına bakılır, sonra zayıfladıkça her seansta tekrar bakılır ve sonuç olarak yağ dokusunun azaldığını somut olarak görebiliriz.
Eğer akupunkturla beraber spor yapılırsa kilo vermeniz hızlanır ve aynı zamanda kilo verirken vücut kendini daha hızlı toparlar ve doku sarkmaları önlenir. Enerjiyi harcamak, yağların yakılmasını sağlamak ve kas kütlesini korumak için en azından 40 dakika - 1 saat egzersiz veya yürüyüş yapmalısınız.
Akupunktur ile zayıflama tedavisi bittikten sonra veya her hangi bir sebebe bağlı akupunktur tedavisi sonlanmadan bırakılırsa verdiğiniz kilolar geri alınmaz. Akupunktula sağlıklı kiloya ulaştıktan sonra sporu bırakmak, gereğinden fazla miktarda yemek yenirse, düzensiz beslenme, öğün atlama, sağlıksız veya yüksek kalorili yiyecekler tüketildiğinde kilo alımı olur. Bu nedenle tavsiyemiz sporu veya yürüyüşü ömür boyu düzenli olarak haftada en az 2-3 kez ve 40 dakika veya 1 saat süreyle yapmak ve sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı olarak kabul etmek ve uygulamak olacak.
Her hastanın kedisine ait iğneleri olmalı. Seanslar arasında o iğneler sterilize edilmelidir. Kimi iğneler tek kullanımlıktır ve seans sonrası çöpe atılır. Bu gibi koşullara dikkat edilirse ve yeterli eğitim almış bir doktor tarafından tedavi uygulanırsa, akupunktur çok güvenli bir tedavi metodudur.
BESİN İNTOLERANSI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
Sağlıklı olduğunu düşündüğümüz bazı gıdaları vücudun enzimleri tarafından sindirilemiyor. Bu yiyeceklerin bir kısmı yağa dönüşür, bir kısmı da toksin gibi davranır ve kronik hastalıklara veya bir takım semptomlara neden olurlar. Örneğin: gün içinde yenen ekmek 3 gün sonra eklem ağrılarına yol açabilir veya gün boyu içilen süt ciltte kızarıklıklara veya sindirim şikayetlerinden şişkinlik ve aşırı gaza neden olabilir.
-Halsizlik ve yorgunluk.
-Solunum Sitemi ile ilgili rahatsızlıklar: rinit, sinuzit, astım.
-Kas ve İskelet Sistemi ile ilgili rahatsızlıklar: artrit, artroz, eklem ağrıları, kas ağrıları, fibromiyalji.
-Mide- Bağırsak Sistemi ile ilgili: bulantı, kusma, şişkinlik, kramp, aşırı gaz, ödem, kabızlık, ishal, metabolik sendromu, kilo kontrol güçlüğü(şişmanlık, zayıflık), iritabıl bağırsak sendromu.
-Merkezi Sinir Sistemi ile ilgili belirtiler ve rahatsızlıklar: Baş ağrısı, migren, konsantrasyon güçlüğü, duygu , durum ve davranışlarda değişiklikler, depresyon, anksiyete, hiperaktivite, uyku bozuklukları, uykusuzluk.
-Cilt ile ilgili: ürtiker, atopik dermatit, egzema, sedef hastalığı, akne, sivilceler, kaşıntı.
Bu gibi belirtiler ve rahatsızlıklar bize dokunan gıdaların yenmesinden günler sonra bile ortaya çıkabilir ve haftalarca devam edebilir.
-Besin intoleransı ile besin alerjisi karıştırılmamalıdır. Alerji, vücuda giren zararsız olan bir maddeye karşı vücudun başlattığı bir savunma reaksiyonudur. Bir alerji aniden ve ciddi belirtiler ile ortaya çıkar: dudaklarda ve boğazda ödem, ciddi nefes darlığı-nefes alamama, öksürük ve ciltte döküntüler. Reaksiyon, gıda tüketilmesinden kısa bir süre sonra başlar. Gıda alerjisi böylelikle kolayca ayırt edilebilir. Gıda alerjileri tanımlayabilmek için alerji testleri yapılması gerekmektedir. Besin alerjisi seyrek ortaya çıkmasına karşın besin intoleransı sıkça ortaya çıkmaktadır.
Besin intoleransına bağlı gelişen rahatsızlıklar saatler hatta günler sonra ortaya çıkmaktadır ve haftalar boyu sürebilmektedir. YANİ BESİN İNTOLERANSINDA GECİKMELİ VÜCUT REAKSİYONU SÖZ KONUSUDUR. Bu reaksiyon bir besinin sindirilmemesi yada emilmemesi sonucu ortaya çıkar ve kişiden kişiye göre değişir.
Besin intoleransına örnek verecek olursak : laktoz intoleransı, gluten intoleransı, fındık veya maya intoleransı. Gıda intoleransı tanısı konulduğunda problem yaratan gıdadan sakınmak tek etkili tedavidir. Ancak bazı ülkelerde laktoz intoleransı için laktaz enzimi içeren preparatları bulunmaktadır.
-SAĞLIKSIZ,DENGESİZ VE YETERSİZ BESLENDİĞİMİZDE OLUŞUR. Yanlış gıda seçimi veya monoton diyet seçimi (örneğin her öğlen veya akşam aynı yemeklerin yenmesi ).
-Süt ve süt ürünleri: peynir(beyaz, kaşar,krem), yoğurt, süt proteini (kazein) ve süt şekeri (laktoz) , dana eti, tuz, şeker, bal, ekmek mayası ve tahıllarda bulunan gluten en sık rastladığımız intolerans yapan besinlerdir.
-Kliniğimizde besin intolerans testi ile 122 adet besin çeşidi taranıyor.
Ayrıca çevresel intolerans testi ile 18 adet maddeye bakılıyor. Bunlardan bazıları: çiçek poleni, kavak poleni, temizlik ürünleri, kedi kılı, köpek kılı, kuş tüyü, sigara, tozlar.
25 adet vitamin ve minerallerin seviye tespiti yapılıyor, örneğin: vücudun krom, vitamin D, vitamin B12, omega 3 ve omega 6 seviye tespiti yapılıyor.
Takı intoleransı testi ve çakraların enerji seviye tespiti yapılıyor. Ayrıca akupunktur kanalların içindeki dolaşan enerji düzeyi tespit ediliyor ve diş dolgu malzemelerin yaratığı toksik durumun olup olmadığına bakılıyor ve dokuların pH testi ile genel olarak beslenmeden kaynaklanan asit durum tespiti yapılıyor .
Toplam 200 adet madde tespiti yapılmakta.
-Kişi intoleraslı besini yaklaşık 4 ay boyunca yemiyor. Şikayetleri yatıştığında o gıdayı tekrar yemeye başlıyor ama daha seyrek tüketiyor.
-DENGELİ, SAĞLIKLI VE YETERLİ BESLENMELİYİZ VE HEP AYNI BESİNLERİ YEMEKTEN KAÇINMALIYIZ.
Gün boyu tüm besin gruplarından çeşitli yiyecekleri tüketmek. Sebze ve meyveleri mevsiminde yemeliyiz, raf ömrü uzun olan yiyeceklerden ve katkı madde içeren yiyeceklerden uzak durmalıyız.
-SAĞLIKLI KİŞİLER VEYA KRONİK RAHATSIZLIĞI OLAN KİŞİLER, GENÇLER, YAŞLILAR VE 7 YAŞ ÜSTÜ OLAN ÇOCUKLAR YAPTIRABİLİR.
-Besin intolerans testine göre beslendiğimiz zaman:
*vücut kas oranında artış, vücut yağ oranında azalma,
*enerji seviyesinde yükselme, egzersiz performansında artış,
*kalp, damar sisteminde güçlenme, kan basıncın daha düzenli olması,
*bağışıklık sisteminde güçlenme,
*libido artışı,
*kolesetrol profilin düzelmesi:daha yüksek HDL kolesetrol, daha düşük LDL kolesetrol,
*kemiklerin güçlenmesi,
*uyku kalitenin artması,
*hafıza gücünde artış ve kronik hastalıkların seyrinde iyileşme,
anti-aging etkisi-yaşlanmayı geciktirmesi söz konusu.
Sağlıklı kişiler bu testi yaptırdıkları zaman bağışıklık sistemin güçlenmesiyle bazı kronik hastalıklardan korunmuş olurlar veya kişinin bir kronik hastalığa genetik yatkınlığı varsa kronik hastalık ortaya çıkmamaktadır.
Sağlıklı beden için sağlıklı beslenmeliyiz. Sağlıklı beslenmenin anahtarı da besin intoleransı testinde bulunur.